17 Mayıs 2016 Salı

Ben bu gece çirkinim ve sadece dert ortağıyım.

  Merhaba, ben dünyanın en çirkin insanıyım.Benle bu konuda rekabete girecek olanlar varsa onlarla bir rekabete giremem çünkü nicel olarak tartışamam ben nitel olarak bu gece dünyanın en çirkin insanıyım.Bu gece feromonumun tipi çok kayık.Son kullanma tarihi geçmiş.
     Evime girmemek için ben elimden geleni yaparım.En sevmediğim insan son çaremse eve gitmemek için seve seve onunla oturur içerim.Benim tek sosyal aktivitem içmektir.Yanlış anlaşılmasın kaybedenler kulübü triplerine girmicem.İçmeyi sevememin sebebi ne "toplumsal algıları yıkabilip ben oluyorum" ne de "hayat çok boktan anca katlanıyorum" değil.18 yasına kadar ben iyi çocuk olmaya calıştım ve biziö evde iyi çocuk olmanın tek şartı karnenin iyi olmasıydı.Kafa kesen işidçi piç için cennet ne ise benim için üniversite oydu.Eşşekler gibi çalıştım ve türkiyenin en iyi üniversitelerinden birine yerleştim.Sonuçlar açıklandıktan sonra etrafımdaki herkes gıptayla hatta kimi kıskançlıkla baktı bana.Üniversiteye gitmeden önceki yaz tatilimde ise bir düşünce oturdu aklımın orta yerine öyle büyük bir tokat gibi vurdu ki yüzüme sanki o güne kadar tarihteki tüm orospu çocuğu öğretmenlerin,anne babaların çocuklara attıkları tokatların o çocuklardaki yarattıkları acının hepsinin toplamını yüzümde hissettim.Ben  kimim lan sorusu.Benim geometri sorusu çözebilmekten başka ne yeteneğim var.Neyse konuyu çok uzattım kendimi tanımıyordum ve bizim oralarda boğma rakı çok yaygın olduğundan bu soruyu düşünürken sürekli boğmaya vuruyordum.Üniversiteye geldiğimde elimdeki ben unutulmuş ygs soru çözüm yöntemleri ve 2 ay boyunca idmanlı olduğumdan mütevellit sabahlara kadar içebilme yeteneğim vardı.Kendime de bir bok katamadım her zora geldiğimde içkiye sarılmaktan.Böyle böyle tek aktivitem içki içmnek oldu.Bu konuyu çok uzatmış olabilirim ama çok önemli bir konu erenler.Ben kadıköyde bira içerek hayat çok boktan felsefesi yapan bir adam değilim.O adamları takmayın siktir edin.Ha beni de takmayın beni de siktir edin ben sadece birilerine dert ortağıyım biraz zaman kaybıyım yani.Ben memleketten boğma rakı getirtir ve hayat ne kadar güzel ve ben ne kadar da bu hayatın dışındayım derim.Ama o kadıköy bebelerine karşı üstenci olamıyorum.Son zamanlarda görüyorum onları küçümseyen söylemler çok prim yapıyor.Ben küçümseyemiyorum bence onlar güzel hayatlar yaşıyorlar kimseyi sömürmeden kimsenin emeğini çalmadan varsın düşünsel probler çeksinler.Neyse benim içki olayım bu gereksiz uzattım.
    Evimden nefret ediyorum çünkü evimde umutsuzum.Dışarıda hayatımı kurtaracak kadınla tanısabilirm.En sevmediğim insanın evinde içerken en sevmediğim insanın ev arkadaşı benim hayatımı kurtarabilir.Ama evimde olabilecek en ekstrem olay çamışır makinesinin falan bozulması.Bir de şöyle bir etken var tabi ev arkadaşım ve onun kainat güzeli sevgilisinin sevişirken çıkardıkları sesler içime oturuyor.Yine kibirli olduğumu düşünebilirsiniz ama öyle değil ben orta okulda charles dickenstan başlayıp lise de dostoyevskiye sarmış bir adamım ve bunları görev bilinciyle değil zevk alarak yaptım ama buna rağmen yirmili yaşlarımdayım bu güne kadar sevgilim olmadığı için üzülen bir adamım.Hiç de sevişmedim.Çok düşündüm parayla yapmayı ama ilkelerim izin vermedi.
     Eve giriyorum ve ince  bir tahta paravanla ayırdığımız salonun öbür ucundan inleme sesleri beni karşılıyor.Yalnızlığım benle dalga geçiyor dışarı çıkmak istiyor canım çıkıyorum.Birkaç adım attıktan sonra gidecek hiçbir yerim olmadığını hatırlıyor ve yerimde duruyorum öyle.Normalde parka falan giderdim ama yağmur çok sert yağıyordu.İçki alıp eve döndüm.Kulaklığı taktım Ahmet Kaya açtım ve en yüksek alkollü olduğu için aldığım Amsterdam'ı kafaya diktim.Çişim geldi.Banyoya gittim işedim.Ellerimi yıkarken aynada kendime baktım.Bu kadar çirkinlik bir insana reva görülmemeliydi.Ben bu yüzden ateistim ulan!Gözler pörtlek,burun çengel,ağız tavuk götü,içerden inleme sesleri.Benim penisim küçücük o gece,mastürbasyon yaptım iki dakika da boşaldım.Ev arkadaşım sarışın,mavi gözlü,gayet simetrik bir yüzü olan,uzun boylu ama aptalın teki bir insan.Liseden tanışırdık en sevdiğim arkadaşımdı şimdi en nefret ettiğim insan.Aptalın tekidir.Bunu sürekli yineliyorum çünkü tek savunma yöntemim.Ben başka bir şekilde tutunamam bu hayata.Yakışıklı arkadaşım sevişirken ben Sartre okuyordum.Kendimi böyle teselli ediyordum.O sevişsin bense içerde Camus'yla Dostoyevski arasındaki benzelikleri düşünüyorum.Ama gerçekçi olmak gerekirse o benim yerimde olmak istmezdi bense onun yerinde olmak isterdim.Benim cennetimdi ulan üniversite bense mastürbasyanla geçiriyordum.Şimdi beni abazanlıkla suçlayabilirsiniz ama kendime bile 2 yıl sonra anca itiraf ettiğim bir şeyi size söylediğimde bu ithamı geri alacaksınız.Yakışıklı,karizmatik ev arkadaşım,benim lisedeki yoldaşım,can kardeşim, benim okuduğum kitapları sikip atmış bir adamdır.Ben ona Kafka desem o bana Camus'yu yedirerek Kafka'yı anlatır.Yani aslında aptal falan değildir ama ben onu aptal da görmesem nasıl tutunurum bu hayata.Ben en candan dostumu düşman olarak görmeye başlamış bir insanım.Yani ben bu dünyadaki en çirkin insanım.En entellüktüel çirkin.Boş zamanlarımda entellüktüelliğime bir yerime sokup onu entel olarak çıkarıyorum.Öyle bu gece ki sayın ölü,vuralım kadehleri asıl ölülerin şerefine.